
Arkhe'nin Dansı
Bir zamanlar evrende sadece karanlık bir hiçlik vardı. Sonsuz boşlukta ne var ne yok bilinmezlik içinde kaybolmuş gibiydi. Fakat bu boşlukta bir titreşim belirdi. İlk titreşim, Arkhe'nin yankılarıydı. Arkhe, evrenin başlangıcı, her şeyin özüydü. Bu Arkhe titreşimi ateşin dansı gibiydi. Ateşin alevleri ritmik bir şekilde yükselip alçalırken, Arkhe'nin varlığı da evrende dalgalar halinde yayılıyordu. Bu titreşimlerin hızı ve ritmi, evrenin denge ve senkroni'sini sağlıyordu. Arkhe'nin ateşiyle birlikte bilinç de doğdu. İşte o an, evrende ilk kez irade belirdi. Arkhe, bilincin ve iradenin oluştuğu ilk an olarak kucaklandı. Bu bilinç, insanın öz bilinçle tanımasıydı. Bireyin kendisini tanıması, evrenin özünü anlamasıydı. Zamanın doğuşuyla birlikte Arkhe'nin ateşi ve bilinci evrende yayıldı. Arkhe, evrendeki her şeyin ana maddesi, başlangıcı, ilk gibi kavramları temsil ediyordu. Ancak Arkhe'nin doğasında kaos da vardı. Rastgelelik ve değişkenlik Arkhe'nin içinde saklıydı. İşte bu noktada, bir çarpışma gerçekleşti. İki farklı güç birleşti ve Arkhe'nin ateşi daha da güçlendi. Bu çarpışma, evrende yeni bir döngü başlattı. Arkhe'nin enerjisi, yaşamın kaynağı haline geldi ve yeni formlar yaratmaya başladı.
